Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve vize serbestisi davetleri sonrası AB’nin ana gündem hususu Türkiye oldu.
AB ülkelerinin dışişleri bakanları Belçika’nın başşehri Brüksel’deki toplantıda ortalarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok mevzuyu görüştü.
Türkiye, AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Mart 2021’den beri birinci kere resmi olarak gündeme getirildi.
Avrupa Birliği Dış İlgiler ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, toplantı bitiminde basına yaptığı açıklamada toplantıdaki görüş alışverişinin AB ülkelerinin başkanları için hazırlayacağı raporda yansıtılacağını aktararak şunları söyledi:
Türkiye ile AB ortasında daha güçlü bir bağlantı geliştirilmesinde karşılıklı çıkar bulunduğuna inanıyoruz. Doğu Akdeniz’de gerginliğin kalıcı halde azaltılması, bölgenin istikrarı ve güvenliğine yarar sağlayacaktır. Kıbrıs sorununun ilgili BM kararları uyarınca çözülmesi Türkiye ile çalışmamızda kilit kıymet taşıyacaktır.
Borrell, temel özgürlükler ve kıymetlerin korunmasının ehemmiyetine işaret ederek, “AB’nin Türkiye ile çalışması, ortak çıkarların üzerine ekleme yapılması, mevcut farklılıkların giderilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık” dedi.
“Beklentiler çift taraflı”
Borrell, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi bahislerinde AB’nin Türkiye’den beklentilerinin sorulması üzerine şunları lisana getirdi:
Mesele yalnızca AB’nin Türkiye’den ne beklediği değil. Sıkıntı birebir vakitte Türkiye’nin AB’den beklentileri. Bu çift taraflı bir sorun. Masada birçok bahis var. Türkiye, Gümrük Birliği mutabakatının güncellenmesini istediğini söyledi. Bir de vize hürlüğü var. Bunlar Türkiye’nin yakın gelecekte gündeme getirmek istediği iki değerli bahis. Biz Doğu Akdeniz’de gerginliğin kalıcı halde düşmesini umut ediyoruz. Ayrıyeten daha evvel BM tarafından kabul edilen muahedeler uyarınca Kıbrıs müzakerelerinin yine başlaması için önemli gayretler bulunuyor.
Konuya Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum İdaresi’nin (GKRY) de müdahil olması gerektiğini tabir eden Borrell, “Türkiye ile yapan bağlantılarımızı sürdürme girişimlerimizdeki hayati ögelerden birini Doğu Akdeniz’deki durum oluşturacaktır” tabirini kullandı.
