Bu görüntüyü izlemek için lütfen JavaScript’i aktifleştirin
İstanbul’un göbeğinde bir genç, öldüresiye darbedildi…
Görüntüler, Şişli’deki bir akaryakıt istasyonunda kayda alındı.
Dün gece saat 03.00 sıralarında akaryakıt istasyonunda çalışan 19 yaşındaki Ali Kemal Şimşek, kendi kendine konuşarak markete hakikat yürüyordu.
“Bize mi söylüyorsun” deyip, saldırdı
Market önünde bekleyen 3 şahıstan 2’si, gencin yanına yaklaştı.
Şimşek, “Bize mi söylüyorsun?” diyen şahıslara, “Benim size bir şey söylediğim yok, sizinle alakam yok. Kendi kendime konuşuyorum” diye karşılık verdi.
Aldıkları karşılığa inanmayan 2 kişi, Ali Kemal Şimşek’e yumrukla saldırdı.
Arkadaşları ayırmaya çalıştı fakat…
Şimşek, koşarak kaçmaya çalışırken saldırganlar da peşine düştü.
Ali Kemal, akaryakıt pompasının yanında bulunan fırçayı kendini savunmak için eline aldığı sırada ise saldırganlardan biri boynundan tutarak genci yere devirdi.
Durumu gören başka çalışanlar da arkadaşlarının yardımına koşarak, arbedeyi ayırmaya çalıştı.
Gözü dönen saldırgan, yerdeyken tekmeledi
Bir çalışan, Şimşek’i yere deviren saldırganı engellemeye çabalarken, öbür saldırgan gerisinden gelerek yerdeki Şimşek’i yumruklamaya başladı.
İki saldırganın yumruklarıyla öldüresiye dövdüğü Ali Kemal Şimşek, kısa müddetli baygınlık geçirdi.
Bu defa istasyondaki 2 bekçi, olaya müdahale etmeye çalıştı.
Bayıldı
Saldırganlar bekçilerin engelleme çalışmalarına karşın baygın halde yerde yatan Şimşek’e vurmaya devam etti.
Bekçilerin ve akaryakıt istasyonu çalışanlarının bir mühlet sonra zorlukla durdurduğu saldırganlar, gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.
Şikayetçi olmadı
Saldırının akabinde hastaneye kaldırılan ve darp raporu alan Ali Kemal Şimşek’in şikayetçi olmaması üzerine saldırganların hür bırakıldığı öğrenildi.
Oğlunun yaşadıklarına inanamayan baba Yılmaz Şimşek, saldırganlar ile bekçiler hakkında şikayetçi olacağını söyledi.
Saldırı anının imgelerini izlerken gözyaşlarını tutamadığını tabir eden baba, şunları söyledi:
“Çocuğum kick boksçu ancak müdahale etmiyor”
Benim çocuk sanırım amcasıyla tartışmış, kendi kendine konuşarak kapıdan çıkıyor. Oradaki 3 kişi de ‘Bize mi söylüyorsun?’ diyor. Benim çocuğum da ‘Benim size bir şey söylediğim yok, sizinle alakam yok. Kendi kendime konuşuyorum’ diyor. Doğal sonrasında karakola gidildiğinde o şahıslar, ‘Biz onu yanlış anladık’ diyorlar. Bu türlü bir şey var mı? Benim çocuğumu darbediyorsun, ondan sonra biz yanlış anladık. Ya bu türlü bir adalet var mı? Sonra çocuğu itiyor, ona yumruk sallıyor. Benim çocuğum da kick boksçu, müdahale de etmiyor, gidiyor. Bu sefer eline bir sopa alıyor, kendini korumak için bir tane sallıyor.
“Bunların annesi babası yok mu?”
Bu sefer öbürleri geliyor. Bunu düşürüyorlar yere. Benim birader bir adedini tutuyor, adam yok orada. Bekçiler maalesef burada benim çocuğumu koruyamadı. Devlet bunlara niçin bu misyonu veriyor? Biri montunu çıkarıyor, biri bir tarafa dolanıyor. O çocuk orada düşmüş, sen bu çocuğu alıp da bir yere koruma etsene. Evvel güvenliğini bir alsana. Allah kimseye, benim üzere bir babaya bu türlü bir şey göstermesin. Benim içim gitti. 19 yaşındaki çocuk yere düşmüş, vurmuşsunuz ona, tekrar bir daha vuruyorsunuz. Bunların annesi babası yok mu? Bunların hiç vicdanı sızlamıyor mu? Bu bayramı bana haram ettiler.
“Bekçilerden de şikayetçi olacağım”
Baba Yılmaz Şimşek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
Saldırganları yakalamışlar, benim çocuğum endişeden şikayetçi olamamış. Ben hepsinden şikayetçi olacağım. Bekçilerden de şikayetçi olacağım. Devlet bunlara yetki vermiş; sen onların güvenliğini sağla, onları koru diye seni oraya koymuş. Bunlar içmişler, haplanmışlar mı ne olmuş? Zevklerine nazaran benim oğlumu dövmüşler. Çocuk yüzüne darbe almamak için yüzünü koruyor. Kulağın gerisi şişmiş, ensesi hırpalanmış.
“Bu beşerler ellerini kollarını sallayarak dışarıda geziyor”
Yani zevkine çocuğa vuruyorlar. Bu beşerler hala ellerini kollarını sağlayarak dışarıda geziyorsa, yetkililere sesleniyorum, savcılara sesleniyorum. Onların da oğlu vardır, savcının da oğlu vardır, hakimin de oğlu vardır. O manzaraları izlesinler, benim nasıl içimin yandığını görsünler. Ben bunlardan şikayetçi olacağım, peşini bırakmayacağım. İçimi yaktılar, benim canımı çok makus yaktılar.
“Neden hür bıraktılar?”
Şimşek, “Benim oğlum korktu, davacı olamadı. Ancak bunları neden özgür bıraktılar? Rastgele bir husus kullanımı var mı diye kanını aldılar mı? Ben sordum, toplanıp bir yerde içiyorlarmış. Ben bunun babasına sesleniyorum. Sen nasıl bir evlat yetiştirmişsin, nasıl bir cani yetiştirmişsin sen? Ben bu babaya sesleniyorum, annesine sesleniyorum. Siz bu çocukları gece bu türlü salıyorsunuz, ne yapıyorlar ne ediyorlar? Bunları siz nasıl yetiştirdiniz?” diye konuştu.
