Antalya’da 54 yaşındaki Kerim Gökkurt’a, 5 yıl evvel yetmezliği teşhisi konulmasının akabinde Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi’ne kalp nakli müracaatında bulundu.
Bunun akabinde Gökkurt’un hayatı, kısa mühlet evvel gelen telefonla değişti.
Aydın’ın Nazilli ilçesinde 13 Eylül’de motosikletle arabaya çarptıktan sonra kamyonun altında sürüklenerek ağır yaralanan, 9 gün sonra beyin mevti gerçekleşen Osman Başpınar’ın organları, ailesi tarafından bağışlandı.
Başpınar’ın kalbi Antalya’ya, 2 böbreği İstanbul’a, karaciğeri ise Denizli’de organ bekleyen hastalara gönderildi.
Kalbi 24 kendisi 54 yaşında
Kerim Gökkurt, 5 yıl boyunca kalp yetmezliği yaşadığını anlattı.
2,5 ay evvel dede olduğunu belirten Gökkurt, hastaneden çıkıp, torununu kucağına almak için gün saydığını söyledi.
Hastalık sürecini anlatan Gökkurt, şu tabirleri kullandı:
Akdeniz Üniversitesi’nde organ nakline kayıt oldum. Allah razı olsun üniversitemizden, tüm nakli gerçekleştirenlerden ve vefat eden gencin kalbini bağışlayan hassas ailesine çok teşekkür ederim. Uygun ki varlar.
Kendimi çok yeterli hissediyorum. Benim 2 genç oğlum var. Ben de onlardan bu fedakarlıkları yapmasını istiyorum. Buradan çıktıktan sonra kalbi veren ailenin elini öpeceğim. Başta ailem olmak üzere sonra tüm Türkiye’den organ bağışı yapmasını istiyorum.
“Herhangi bir sıhhat sorunu yok”
Prof. Dr. Bayezid, şöyle konuştu:
Hastanın sıhhat durumu pek uygun. Nazilli’de trafik kazası sonrasında beyin mevti gerçekleşen 24 yaşındaki hastanın yakınları, organlarını bağışlamayı kabul etti. Karaciğer, böbrek, kalp, akciğer nakilleri yapıldı.
Bizim hastamız da çok âlâ durumda. Rastgele bir sıhhat sorunu yok. Artık ağır bakımdan servise alıp, yaklaşık 2 hafta içerisinde meskene yollamayı düşünüyoruz.
“Birçok ülkede aileye sorulmadan organları kullanılabiliyor”
Prof. Dr. Bayezid, Türkiye’de yaklaşık 1500 hastanın kalp nakli beklediğini anlattı.
350 hastanın Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi’nin hastası olduğunu aktaran Prof. Dr. Bayezid, şöyle konuştu:
Bu hastalar çok güç durumda. Ancak ne yazık ki kâfi organ bağışı yapılmıyor. Bilhassa Covid devrinden sonra bağış neredeyse durma noktasına geldi. Bekleyen hastalarımızın birçoğu organ bulamadığı için hayatını kaybediyor. Organ bulup, kalp nakli olan hastalar hakikaten çok şanslılar.
Ancak 100 hastadan 1’i bu türlü bir bahtı yakalayabiliyor. Covid öncesinde çok daha fazla organ nakli yapabiliyorduk. Bu bize keder veriyor. Organ bağışını teşvik etmek gerekiyor. Beyin vefatı olduktan sonra hiçbir insan hayatta kalamaz. Zira beyin işlevleri olmadığı için teneffüs da durmuştur. Bu süreçte kalp de durur ve artık organların hiçbiri kullanılamayacaktır.
Birçok insan organ bulamadığı için hayatını kaybedecektir. Halbuki bir organ bağışı olursa; 2 böbrek, karaciğer, pankreas, kalp, akciğerler, kornealar kullanılır ve 8-9 kişi görme ve yaşama imkanı bulur. Bununla ilgili hiçbir dini sakınca yok. Maide Suresi’nde ‘Bir insanı kurtarmak bütün insanları kurtarmak gibidir’ deniyor.
Bu başka dinlerde de bu türlü. Birçok ülkede aileye sorulmadan organları kullanılabiliyor. Birçok ülkede de sormak gerekiyor. Türkiye’de ailelere danışarak organları kullanabiliyoruz. Organlar çürüyüp, toprak olacağına, insanları yaşatır ve onlara hayat verir. Bu bizim için, hastalarımız için çok değerli.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)
