Bolu’da 23 Ocak’ta, Alpağutbey Mahallesi’nde sokakta kalan Onur Özarslan, bir villanın bahçesinde köpeğiyle oynayan Ö.B.Ö. isimli erkek çocuğunun yalnız olduğunu fark etti.
Özarslan, çocuğu kaçırıp, 1,5 kilometre uzaklıktaki Yaşamkent Mahallesi’ndeki iş merkezinin çatısına götürdü.
Ö.B.Ö.’yü sandalyeye oturtup, bantla ağzını kapatan, kollarını ve bacaklarını bağlayan Onur Özarslan, daha sonra fidye istemek için çocuğu kaçırdığı konuta gitti.
Evin önünde toplanan kalabalığı görünce panikleyip kaçan Onur Özarslan, 15 dakikalık takiple, Kılıçarslan Mahallesi’ndeki manavın önünde yakalandı.
Özarslan, polise verdiği sözde çocuğun yerini söyledi. Adrese giden gruplar, çocuğu bulup ailesine teslim etti. Linç edilmekten polis gruplarınca kurtulan Onur Özarslan, gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.
25 yıl mahpusu istendi
Onur Özarslan hakkında, 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde, ‘Konut dokunulmazlığını ihlal etme’, ‘Kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ ve ‘Hırsızlık’ suçlamasıyla 25 yıla kadar mahpus istemiyle dava açıldı. Özarslan, karar duruşmasına, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duruşmada taraf avukatları ve çocuğun ailesi de hazır bulundu.
Tutuklu sanık Onur Özarslan’ın avukatı, müvekkilinin istemeyerek hata işlediğini, kent merkezinde cami ve sokaklarda yattığını söyledi. Avukat, sanığın, küçük çocuğu gördüğü anda planladığını, daha evvel rastgele bir kaçırma planı yapmadığını, olayın tasarlanmamış olduğunu söyledi.
Ailenin avukatı Sinan Barut ise sanığın olaydan 1 gün evvel konutun etrafında keşif yaptığını ve bu anların güvenlik kameralarına yansıdığını belirtti. Barut, olayın planlı olduğunu söz ederek sanığın üst sondan cezalandırılmasını istedi.
“Oğlum, insanlara olan inancını kaybetti”
Kaçırılan çocuğun annesi R.Ö., sanıktan şikayetçi olduklarını belirterek, “Şu olaydan ötürü her gün endişe içerisinde yaşıyoruz. Çocuğum geceleri dehşetle uyanmakta ve hala olayın tesirinde. Her gün birebir şeyi yaşıyoruz. Bir anne olarak ben de bu durumdan çok etkilendim. Para uğruna kimsenin canının yanmaması gerekir. Bu olay planlanmıştır. Oğlum, insanlara olan inancını kaybetti. Gereken cezanın verilmesini istiyorum” dedi.
Son kelamları sorulan sanık Onur Özarslan, “Pişmanım, aileden özür dilerim. Tahliyemi istiyorum” tabirlerini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanığın, yargılama sırasındaki tavır ve davranışları sebebiyle düzgün hal indirimi uygulayıp, ‘Kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma’ cürmünden 3 yıl 4 ay, ‘Konut dokunulmazlığını ihlal’den 5 ay ve ‘Hırsızlık’ cürmünden da 4 yıl 2 ay olmak üzere toplam 7 yıl 11 ay mahpus cezasına çarptırılmasına hükmetti.
Tahliye edildi
Sanığın kaçma kuşkusu olmadığı, kanıtların toplanmış olması ve cezaevinde kaldığı müddet göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verildi.
Çocuğun ailesi, kararına reaksiyon gösterip, üst mahkemeye itiraz başvurusu yapacaklarını söyledi.
Duruşmanın akabinde konuşan avukat Sinan Barut, “7 yaşındaki 1 çocuğu güpegündüz fidye için kaçırarak ellerini bağlayıp, ağzını bantlayıp toplumda infial uyandıran sanığın, hem âlâ hal indirimi alması, hem de 7 yıl 11 ay mahpus cezası almasına karşın tahliye edilmesi, toplumun vicdanını yaralamıştır. Tahliye kararına ve verilen ceza ölçüsüne itiraz edeceğiz” diye konuştu.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)
