Cuma namazı; Kitap, Sünnet ve icma ile sabit olup, hutbeyi de içeren, cemaatle kılınan iki rekâtlı ve öbür namazlardan farklı özellikler taşıyan ve her mükellefin yerine getirmesi gereken farz-ı ayın bir namazdır.
Allah Teala, vaktinde çalışma ve alışveriş yapma ile ilgili olarak, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için davet yapıldığında, alışverişi bırakıp çabucak Allah’ı anmaya koşun. Şayet bilirseniz bu, sizin için daha güzeldir. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın, Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.” (Cum’a, 62/9-10) buyurmaktadır.
Ayetten anlaşıldığına nazaran, cuma namazından evvel ve sonra çalışmak ve alışveriş yapmakta bir sakınca yoktur. Lakin cuma namazı kılmakla yükümlü olanların cuma saatinde alışverişi terk etmeleri ve mescide gitmeleri gerekir. Bu prestijle cuma namazı kılmakla yükümlü olmayanlar, alışveriş yapabilirler. Cuma namazı kılmakla yükümlü olanların cuma saatinde alışveriş ile meşgul olmaları tahrîmen mekruhtur; lakin yapılan alışverişle elde edilen yarar helaldir. Ayrıyeten cuma namazı ile mükellef bir tüccarın, işyerinde cuma namazıyla mükellef olmayan bir kimseyi çalıştırmasında ve bu halde kar elde etmesinde bir sakınca yoktur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 41).