Buğday Ekolojik Hayatı Destekleme Derneğince yürütülen İstanbul merkezli “Ekolojik Çiftliklerde Tarım Turizmi, İstekli Bilgi ve Deneyim Takası” (TATUTA) projesine, 2004 yılında ilçedeki özel bir çiftlik dahil edildi.
Projeye internet sitesi üzerinden başvuran ve kabul edilen yerli ve yabancı turistler, ilçeye geldikten sonra çocuklarıyla istekli olarak organik tarımın yapıldığı çiftlikte çalışıyor.
Dut hasadı, meyve, zerzevat, yumurta, süt, kuru dut, pekmez ve bal üretimi üzere birçok alanda çalışarak organik tarımı da öğrenen turistlerin, bu gayretleri nedeniyle yeme, içme, konaklama üzere tatil masrafları da karşılanıyor.
Proje, tabiatla insanı buluşturmayı hedefliyor.
İsmini duymadıkları ülkelerden insanları kabul ettiler
Çiftlik sahibi Latif Yalçıner, bugüne kadar 30’un üzerinde ülkeden istekli kabul ettiklerini söyledi.
Hiç ismini duymadıkları ülkelerden insanların geldiğini tabir eden Yalçıner, şöyle konuştu:
Bölge beşerinin çalışkanlığı, bugünkü kültürel yapıya sahip hoş meskenleri ve sokakları ile Kemaliye’yi oluşturmuş. Biz de buradan yola çıkarak ecdadımızın hayat kalitesini artıran toprakla uğraşının devam ettirilmesi ismine birçok çalışma içine girdik. Ecdadımızdan kalan bir 15 dönümlük yerimiz var. Bu arazi içerisinde mevcut dut yetiştiriciliğini organik sertifika alarak daha ileriye organik pazarlara taşıdık. Daha sonra 2004 yılında İstanbul merkezli TATUTA projesi ile tanıştık. Bu projeyle emel ise tabiatla insanı buluşturmak. Kent hayatında farkına varılmayan tabiat hissini insanlara aşılamak.
Yalçıner, proje kapsamında bilhassa yurt dışından çok sayıda yabancı turistin çiftliğe gelmeye başladığını belirterek,
Gelen konukların yüzde 90’ı yurt dışından. Bugüne kadar hiç ismini duymadığımız ülkelerden gelen çok sayıda konuğumuz oldu. Dünyada bu proje çabucak hemen tüm ülkelerde uygulanıyor.
dedi.
“Çalışma saatimiz yok fakat üretim esnasında alanda bulunuyoruz”
Çiftlikte istekli çalışan emekli öğretmen Nazan Başaran da TATUTA projesi ile 2020 yılında tanıştığını ve akabinde ekolojik tarım yapan çiftliklerde istekli olarak çalışmaya başladığını anlattı.
Sabahın erken saatlerinde işe başladıklarını belirten Başaran,
Sabah erken saate tavukların yemlerini veriyoruz ve varsa kümeste yumurtalarını topluyoruz. Daha sonra arı kovanlarının yanına çıkıp peteklerin durumuna bakarak denetim ediyoruz. Akabinde dut bahçesine gelip ağaçların altına fileleri geriyoruz. Biriken dutları topluyoruz. Aşikâr bir çalışma saatimiz yok lakin üretim esnasında genelde alanda bulunuyoruz.
diye konuştu.
Başaran, tabiatın insanlara vermiş olduğu pahaları bilerek üretime katkıda bulunmaktan çok büyük keyif aldıklarını söyleyerek,
Burada olmak çok keyifli zira bizim gündelik hayatta yapmış olduğumuz tüketimlerin ne kadar emek verilerek üretildiğini görmek ismine aslında herkesin, genç ve çocukların tablet ve bilgisayarların başından kalkarak tabiatın içinde olmaları gerektiğini düşünüyorum.
ifadelerini kullandı.
